Günümüzde dolandırıcılık vakaları maalesef hızla artmakta ve bu durum aileleri derinden etkilemektedir. İkna kabiliyetleri yüksek olan dolandırıcılar, bazen en yakın akrabalarımızı bile hedef alabiliyor. İşte İstanbul'da yaşanan bir olay, bu tür dolandırıcılıkların sanıldığından çok daha tehlikeli ve karmaşık olabileceğini gösterdi. Oğlu olduğunu düşünen bir dolandırıcı, 60 yaşındaki bir babanın tüm birikimini çalmayı başardı. Bu dolandırıcılık hikayesi, hem aile içindeki güvenin sorgulanmasına hem de dolandırıcılığın psikolojik boyutuna ışık tutuyor.
Olay, geçtiğimiz ay İstanbul'un Pendik ilçesinde başladı. Ali Yılmaz (60), dolandırıcının telefonla aradığı zaman onun oğlu olduğunu düşündü. Dolandırıcı, acil bir durumla karşı karşıya olduğunu ve paraya ihtiyacı olduğunu söyleyerek Ali Bey’i ikna etti. 'Baba, bana yardım etmen gerek, yoksa ciddi bir sorunla karşılaşacağım,' diyerek babasının güvenini kazandı. Sağlıklı bir iletişim kuran dolandırıcı, duygusal bir bağ oluşturarak Ali Bey’in tüm birikimlerini üç ayrı hesaba yatırmasını sağladı. Bu süreçte dolandırıcının ses tonundaki samimiyet ve acil durum aciliyeti, Ali Bey’in mantığını yerle bir etti. Dolandırıcının kurbanı olma hikayesi, güvenin ve iletişimin ne kadar kritik olduğunu gözler önüne serdi.
Ali Bey’in, oğlu sandığı kişiyle gerçekleştirdiği diyalog sonrası yaşadığı travma oldukça çarpıcı. Aile içindeki güven bağlarının zedelenmesi ve yaşadığı kayıpla birlikte yaşanılan psikolojik etkiler, birçok ailenin başına gelebilecek bir durum. Aile üyeleri arasındaki güvenin dolandırıcılar tarafından nasıl istismar edildiğini anlamak hayati önem taşıyor. Dolandırıcılığa uğramamak için öncelikle bireylerin, gözlem yapmaları ve tanıdıkları kişilerin davranışlarını dikkatlice değerlendirmeleri gerekiyor. Kişinin duygusal durumunu istismar eden dolandırıcılara karşı duyarlı olmak önemlidir. 'Yardım ihtiyacı', dolandırıcılar tarafından en çok kullanılan oyunlardan biri. Bu tür durumlarla karşılaşan bireylerin, soğukkanlılıkla durum değerlendirmesi yaparak, finansal bilgileri kimseyle paylaşmamaları gerekir.
Özellikle yaşlı bireyler, dolandırıcılara karşı daha savunmasız olabiliyor. O yüzden ailelerin, büyüklerine bu konularda bilinçlendirmeler yapması ve eğitici seminerler düzenlemesi oldukça kıymetli. Dolandırıcılıkla mücadelede toplumsal farkındalık yaratmak, yalnızca bireylerin değil, tüm toplumun faydasına olacaktır. 'Ali Bey'in yaşadığı bu durum, yalnızca bir bireyi değil, hepimizi ilgilendiriyor. Dolandırıcılık vakalarının önlenmesi ancak kamuoyunun bilinçlendirilmesiyle mümkün olabilir.
Bu tür olayların yaşanmaması adına, herkesin daha dikkatli olması ve yeterince bilinçlenmesi elzemdir. Unutulmamalıdır ki dolandırıcılık, sadece maddi kayba değil, aynı zamanda manevi hasara da neden olmaktadır. Aile içindeki güven ilişkilerinin zedelenmesi, ilerleyen zamanlarda daha büyük sorunlara yol açabilir. Bu nedenle, dolandırıcılara karşı her zaman dikkatli olmak ve şüpheli durumları yakından takip etmek gerekmektedir.
Sonuç olarak, Ali Bey'in yaşadığı bu üzücü olay, dolandırıcılığın psikolojik ve sosyal boyutunu gözler önüne serecek nitelikte. Aile içindeki güven ilişkilerinin ne denli önemli olduğunu bir kez daha hatırlatıyor. Dolandırıcılara karşı bir adım atmak için, bireylerin ve ailelerin bilinçlenmesi şart. Bu tür olayların tekrar yaşanmaması adına, hep birlikte daha dikkatli olmalıyız. Her birimizin üzerinde taşıdığı bilgi, dolandırıcıların birer tuzağı haline dönüşmeden önce, aklımızı kullanarak ve dikkatli davranarak bu sorunların önüne geçebiliriz.