Günümüzün gençlerini temsil eden Z kuşağı, toplumun çeşitli normlarını sorgularken, yaş kavramına bakış açıları da dikkat çekici bir değişim gösteriyor. Yeni yapılan bir araştırma, Z kuşağının hangi yaş aralığını "ihtiyar" olarak değerlendirdiğini ortaya koydu. Bu bulgular, gençlerin yaşlılık anlayışının yanı sıra, toplumun yaş algısının ne kadar evrildiği konusunda önemli ipuçları sunuyor.
1960'ların sonlarından itibaren doğan ve 2010'lu yılların başına kadar süren bir dönemde doğan bireyler Z kuşağını temsil ediyor. Bu kuşak, teknolojinin içinde büyümüş ve sosyal medya sayesinde iletişim biçimlerini değiştirmiş bir nesil olarak dikkat çekiyor. Araştırmalara göre, Z kuşağı için "ihtiyar" terimi, yaklaşık 40 yaş civarındayken başlıyor. Ayrıca, bu yaş aralığına ulaşan bireyler, Z kuşağının gözünde ikinci bir gençlik dönemine girmiş olsalar bile "yaşlılık" kategorisine girmekte. Çünkü Z kuşağı, kendilerini daima genç hissetme arzusuyla yaşlarının sadece bir sayıdan ibaret olduğuna inanıyor.
Bunun yanı sıra, Z kuşağının meslek seçiminde de yaş faktörünün etkisi büyük. Gençler, kariyerlerinde yükselmek için genellikle daha genç yaşta başlayıp, hızlı bir ilerleme kaydetmeyi tercih ediyor. Yakın zamanda yapılan bir anket, Z kuşağının çoğunluğunun 30 yaşından sonra kariyer hedeflerini gözden geçirdiğini ve 40'lı yaşların ise kendileri için bir dönüm noktası olarak algılandığını gösterdi. Bu durum, Z kuşağının "yaşlılık" ve "gençlik" arasındaki çizgiyi nasıl yeniden tanımladığını gösteriyor.
Yaşın artık bir beceri ya da hayat tecrübesi olarak değil, gençliğin sona erdiği bir dönem olarak algılandığı açıkça görülüyor. Z kuşağı, yaşa dayalı ayrımcılığa karşı duruyor ve her yaştan insanla etkileşimde bulunmanın hayatın doğal bir parçası olduğuna inanıyor. Öte yandan, toplumsal normlar genç bireylerin düşünce yapısını şekillendiriyor. Gençler, 30'lu yaşların "ortaya çıkma" dönemi olduğunu düşünürken, 50'li yaşlar, kariyer başarılarının zirveye ulaşması gereken bir zaman dilimi olarak düşünülüyor.
Sonuç olarak, Z kuşağının "ihtiyar" algısı; teknolojiyle iç içe geçmiş, hayata farklı açıdan bakan bir neslin düşünüş biçiminin bir yansıması. Yaşlılık, yalnızca fiziksel sağlıkla ilgili değil, aynı zamanda bireyin toplumsal olarak kendini nasıl hissettiğiyle de doğrudan ilişkilidir. Genç bireyler, ilerleyen yaşlarda bile aktif ve üretken olmanın yollarını ararken, büyüdükçe değişen bu algının toplumda nasıl bir etki yaratacağı belirsizliğini koruyor.
Her ne kadar Z kuşağı "ihtiyar" olma tanımını 40'lı yaşlarla sınırlasa da, bu durum yaşlılık ile ilgili olan algının gittikçe değiştiğini ve genç kuşakların önünde bambaşka bir dünya olduğunu kanıtlıyor. Bunlar, geleceğin getireceği yeniliklerle birlikte, yaşa dair anlayışımızı köklü bir biçimde değiştirebilir. Z kuşağı, hayatı dolu dolu yaşama tutumuyla, yaşa bağlı kalıplaşmış düşünceleri sorguluyor ve bu da toplumun genel yapı taşlarını yeniden şekillendiriyor.